Kayısı Yetiştiriciliği
Dünyanın en önemli kayısı üretim merkezlerinin başında Anadolu gelir. Türkiye yıllık 500 bin tonluk üretimle dünya yaş kayısı üretiminde birinci sıradadır. Fakat, ağaç başına verim tarımda ileri gitmiş ülkelerde 100 kg’ın üzerinde iken bizde bu miktar 30-40 kg gibi çok düşük düzeydedir.
Kayısının bilimsel adı Prunus armeniaca L. veya Armeniaca vulgaris Lam olduğundan dolayı anavatanı Ermenistan olarak algılansa da asıl anavatanı Çin’in kuzeydoğu dağlık alanları ile Orta Asya ve Mançurya’yı içine alan geniş bir bölgedir. Kayısı Büyük İskender’in Asya seferleri sırasında (M.Ö.330-323) İran ve Trans Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya getirilmiştir. Daha sonra Romalıların Anadolu’ya istilası sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya’ya sonra Yunanistan’a götürülüp buradan tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
Ülkemizde kayısı üretimi başta Malatya olmak üzere, Elazığ, Erzincan, Sivas, İçel(Mut), Antalya, Hatay, Kars, Iğdır yörelerinde yapılmaktadır. Isparta ilinde ise Eğirdir gölünün kuzey tarafında kayısı üretimi yapılmaktadır.
TOPRAK VE İKLİM İSTEKLERİ
Kayısı ağacı yarı sıcak ve kurak geçen bölgelerde, dağların bol güneş gören güneye bakan eteklerinde derin ve su tutmayan, az meyilli ve hafif kireçli olan yamaçlarda çok iyi yetişmektedir. Buralarda yetiştirilen kayısılar genelde hastalıksız, parlak, lezzetli, tatlı, kokulu ve kuru maddesi yüksek meyveler oluşturmaktadır.
Kayısı ilkbaharın geç donlarından etkilendiği için, bahçe tesisinde ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir.
Kayısı ağacının gövde ve dalları kış aylarında -35°C kadar düşen soğuklara, çiçekleri ise ıslak olmak şartıyla -1°C kadar düşen ısı derecesine mukavemet edebilmektedir. Bazı yıllar ilkbaharda havalar ılık geçtiğinde tomurcuklar patlamak üzere veya çiçekte iken meydana gelen don olaylarından çok zarar görürler. Meyilli arazide soğuk hava alt taraflara çöktüğün için dikilen kayısı ağaçları dondan fazla zarar görürler. Fakat yukarılara çıkıldıkça ağaçların dondan zarar görmesi kısmen önlenmiş olur.
Meyvelerin yüksek kalitede olgunlaşabilmeleri için yaz aylarında atmosferin kuru olması gerekir. Havası nemli, ilkbaharı sisli geçen yerlerde çil hastalığı fazlaca görülür.Taban ve nemli topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri sulu, iri ve kuru madde miktarı düşük olduğundan bu topraklarda yetiştirilen çeşitler sofralık olarak değerlendirilmeye uygundur. Buna karşılık kıraç topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri ufak olup yüksek kuru madde ve düşük su içeriğine sahip olduklarından bu gibi çeşitler daha ziyade kurutmalık olarak kullanılır.
TOPRAK SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Kayısı tınlı, kumlu-tınlı, ve tınlı-kireçli topraklardan hoşlanır. Kökleri derine ineceğinden taban suyunun en az 2-4 m. derinlikte olması gerekir. Aksi takdirde ağaç kökleri havasızlıktan zarar görür ve zamk hastalığına yakalanır. Taban suyu yüksek olan arazilerde mutlaka drenaj hendekleri açılmalıdır.
KAYISI ANAÇLARI Kayısıda anaç seçiminde iklim ve toprak şartları, hastalık ve zararlılar, ağaç büyüklüğü, verim, meyve kalitesi ve aşı uyuşmazlığı gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Başlıca kayısı anaçları ve özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
ZERDALİ: Kayısı çöğür anacı üretiminde zerdali ve kültüre alınmış kayısı çeşitlerinin çekirdekleri kullanılır.Verimli, yüksek meyve kalitesine sahip olmasının yanı sıra kültür çeşitleri ile uyuşması, nematod, kireçli, hatta kısmen tuzlu topraklara ve kurağa dayanımı bakımından zerdali anaçları tatminkar sonuçlar vermektedir. Zerdali anacı üzerine aşılanmış kayısı çeşitlerinin olumsuz yönü ise ürüne birkaç yıl geç yatması, ağaçların büyük olması, taban suyu yüksek, ağır topraklarda başarısız sonuçlar alınmasıdır.
BADEM: Kireçli ve taşlı topraklarda kayısıya anaç olarak badem kullanılır. Badem anacı kazık köklü olduğundan diğer anaçların iyi gelişemediği kurak koşullarda daha iyi sonuçlar verir. Kayısı ile badem arasında gecikmiş aşı uyuşmazlığının olması en büyük dezavantajıdır.
ŞEFTALİ: Güney ve Kuzey Amerika’da kayısı yetiştiriciliğinde şeftali anaçları geniş ölçüde kullanılırken, Avrupa’da pek fazla yaygın değildir. Kurak koşullarda şeftali üzerine aşılanmış kayısı çeşitleri diğer anaçlara göre daha iyi gelişir. Şeftali nemli topraklarda dayanıklı olmayıp, hafif ve geçirgenliği iyi olan topraklarda gelişmelerini normal şekilde sürdürür. Bademde olduğu gibi şeftali üzerine aşılanmış kayısı ağaçlarında da gecikmiş aşı uyuşmazlığına sıklıkla rastlanılmaktadır. Ayrıca şeftaliler nematoda karşı hassastırlar.
ERİK ANAÇLARI: Taban suyu yüksek ve fazla su tutan killi topraklarda kayısı için erik anaçları tavsiye edilir. Tohumdan elde edilen Myrobalan çöğürü bir takım dezavantajları olsada günümüzde kullanılan bir anaçtır. Killi topraklar dahil her türlü toprağa uyum sağlar, kireç ve kuraklığa karşıda dayanıklıdır. Myrobalan’nın seleksiyonlarından “Myrobalan 29” verimliliği ve ağacının sağlamlığı itibarı ile en fazla kullanılan tiptir.
Erik anaçları ile bazı kayısı çeşitleri arasında gecikmiş aşı uyuşmazlığı bulunmakta ve aşı noktalarından kırılma olmaktadır. Bu durum erik anaçlarının olumsuz yönünü oluşturmaktadır.
KAYISI BAHÇESİ TESİSİ
Kayısı bahçesi kurulmasında dikkat edilecek hususlar
1- Yön ve Yöney: Kayısı kazık kök yapısına sahip olduğundan yamaçlardan meyil derecesi %20 ye kadar olan yerlerde rahatlıkla yetişebilmektedir. Hatta ilkbaharın geç donlarından çabuk etkilendiği için kayısı ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlarda daha iyi netice vermektedir. Ayrıca bol ışık ve güneş istediğinden güney yamaçlar tercih edilmelidir.
2- Toprak Derinliği ve Toprak Vasfı: Kayısı soğuk ve derin ağır topraklarda iyi netice vermemekte kökler boğulmak suretiyle zamk çıkarmaktadır. Bu nedenle kumlu-tınlı, iyi havalanabilen ve kireççe zengin topraklar kayısı bahçesi için ideal topraklardır.
3- Taban Suyu: Kayısı ağacının en çok etkilendiği husus taban suyunun toprak yüzeyine yakın oluşudur. Bu nedenle taban suyunun yüksek olduğu yerlerde kayısı bahçesi kurulmamalıdır.
4- Kayısı Bahçesi Tesis Edilecek Yer: Yol durumu, pazara yakınlığı veya uzaklığı dikkate alınmalıdır.
5-Pazar Durumu: İç ve dış pazar istekleri göz önünde bulundurularak çeşit seçimi yapılmalıdır.
Dikim Sahalarının Hazırlanması
Daha iyi bir kayısı bahçesi tesisi için dikim sahalarının ilkbaharda krizma edilmek suretiyle toprak sonbahara kadar dinlenmeye bırakılmalıdır. Krizma yapmak imkanı olmadığı takdirde tesis edilecek yerin traktörle birkaç kez derin sürülmek suretiyle yine sonbahara kadar yabancı otlardan temizlenmesi, toprağın havalanması ve dinlenmesi gerekmektedir.
Dikim Şekilleri
Kayısı yetiştiriciliğinde bahçe işlerinin kolay ve seri yapılabilmesi için fidanların toprağa muntazam bir şekilde dikilmeleri gerekir. Bahçe tesisinde kullanılan dikim sistemleri şunlardır. Kare usulü bahçe tesisi, dikdörtgen usulü bahçe tesisi, satranç usulü bahçe tesisi, üçgen usulü bahçe tesisidir.
FİDAN DİKİMİ
Kışı sert geçen bölgelerde fidanların ilkbaharda dikilmesi daha uygun olup, dikim şiddetli soğuk ve donlardan sonra gelen günlerde yapılmalıdır. İlkbaharın başlangıcı sayılan bu günler donların çözüldüğü ve cemrelerin sona erdiği ve havaların yumuşamaya başladığı zamandır.
Fidan dikim tarihi bölgelere göre değiştiğinden tek bir tarih tespit etmek mümkün değildir. Esas itibariyle fidan dikim mevsimi sonbaharda ağaçlar yapraklarını döktükten itibaren başlar tomurcuklar patlayıncaya kadar devam eder. Kayısı kış soğuklarının fazla olmadığı yerlerde sonbaharda dikilmelidir. Çünkü:
1-Toprak ve iklim dikime daha uygundur.
2-Kış yağışlarından istifade edip tutma oranı yüksek olur.
3-Erken gelişme sağlar.
Dikimden önce fidan çukurlarını en az 2 -3 ay öncesinden açmak faydalıdır. Fidan çukurunu açarken taş ayrık vs. gibi yabancı maddeler tamamen ayıklanır. Eğer çukurun dip kısmı kireçli, taşlı, çakıllı ve molozlu ise burada çukur açmaktan vazgeçmelidir. Çünkü ağacın kök kısmı ileriki yıllarda bu kısımlara rastlayınca ağacın kurumasına sebep olabilir.
Fidan Çukurunun büyüklüğü muhtelif fidan türüne, toprağın özelliğine göre değişmektedir. 60cm genişlik, 60 cm uzunluk ve 60 cm derinlikteki bir çukur dikim için idealdir. Çukur açılırken ilk 30 cm lik üst toprağı bir tarafa, 30 cm lik alt toprağı ayrı bir tarafa koymak gerekir. Dikim sırasında üst toprak alt kısma, alt toprak üst kısma atılmalıdır
Fidan dikilirken kök boğazı ve aşı yerinin toprak seviyesinden muhakkak surette 5-10cm yukarıda kalmasına dikkat edilmelidir. Kök boğazı toprak seviyesinden aşağıda olursa boğaz kısmında arızi (yalancı) kökler meydana geleceğinden esas kökler havasızlıktan çürümeye başlar ve çok geçmeden fidan kuruyabilir. Dikim esnasında önce herek dikilmeli ve dikim bitince fidan hereğe bağlanmalıdır. Bağlama ters sekiz şeklinde ve oynak olmalıdır. Dikim işi sona erince muhakkak bir can suyu verilmelidir.
Fidan dikim mesafesi
Kayısı bahçesi tesisi maksadıyla dikilecek fidanlara verilecek aralık ve mesafeler iklim ve arazinin durumuna ve toprağın karakterine göre değişir. Genel olarak sulanabilen ve derin olan topraklar için verilecek mesafeler susuz veya kıraçlara nazaran daha geniştir. Ortalama dikim mesafelerinin 5×6 m ile 10×10 m arasında olması tavsiye edilmektedir.
Kayısı bahçesinde ara ziraatı olarak yetiştirilecek meyve türlerini belirlerken şeftali gibi kısa ömürlü türlerin seçilmesine özen gösterilmelidir
KAYISI BAHÇESİNİN YILLIK BAKIM İŞLERİ
Dikim budaması: Fidanlar dikilmeden önce kök ve taç budaması yapılır. Kök budamasında;yaralı, kırılmış, birbirine girmiş kökler ayıklanır. Uzun kökler dikim çukurunun büyüklüğüne göre kısaltılır. Köklerin aşırı budanması sakıncalıdır. Çünkü ilkbaharda gözler sürmeye başladığında ihtiyaç duyulan besin maddeleri, öncelikle depo edilmiş besin maddelerinden temin edilecektir.
Taç budamasında gövde üzerinde bulunan yan dalların tümü budama makası ile dipten kesilerek çıkartılır. Kayısı fidanları 80-120 cm yükseklikteki bir göz üzerinden meyilli olarak kesilir.
Şekil budaması: Kayısı ağaçlarına genel olarak goble, doruk dallı ve değişik doruk dallı şekillerden birisi verilmektedir.
Mahsul budaması: Şekil verilmiş kayısı ağaçları mahsule yattıktan sonra fazla budama yapılmaz. Sadece hastalıklı, kırılmış ve ışık girişini engelleyecek düzeyde birbirine girmiş dallar kesilmelidir. Şiddetli budamalarda kayısı ağaçları zamk çıkarır. Kalın dal kesimi devam ederse kayısı ağacı zamanla sararıp kuruyabilir. Kayısı ağaçlarında mutlaka kalın dal kesimi gerekiyorsa budama 2-3 yıla yayılmalı, kalın dalların tümü aynı yıl içerisinde kesilmemelidir. Verimden düşmüş kayısı ağaçları budama yoluyla değil, sulama, gübreleme gibi iyi bakım ve uygun kültürel tedbirlerle ıslah edilmelidir.
Genel olarak genç ve kuvvetli ağaçlar daha kuvvetli ve uzun yıllık sürgünler meydana getirir. Şiddetli budama kuvvetli sürgün büyümesini teşvik ettiğinden genç ve kuvvetli ağaçlar zayıf budanır, yaşlı ve zayıf ağaçlar ise daha ziyade kısa sürgün meydana getirme ve çiçek tomurcuğu oluşturma eğiliminde olduğundan daha sert budanır.
Kayısılarda budama sırasında tırnak bırakılması veya budamadan sonra aşı macunu sürülmemesi halinde rüzgar, güneş veya yağışların etkisiyle yara yerlerinde çürüme meydana gelir. Kayısı ağaçlarında yaz budaması pek yaygın değildir. Yurt dışında sofralık çeşitlerde yapılan çalışmalarda yaz döneminde yıllık sürgünlerin seyreltilmesi ve sürgün uçlarının 1/3’nün kesilmesinin meyve kalitesi ve verimi artırdığı saptanmıştır.
KAYISI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK İŞLEME
Bahçe topraklarını işleme amaçlar şunlardır.
1 -Ağaçların su ve gıdalarına ortak olan yabani otların yok edilmesi.
2 -Çeşitli gübrelerin toprağa karışmasını sağlamak.
3 -Toprağın verimliliğini sağlayan küçük canlı varlıkların çalışmasını sağlamak.
4-Köklerin solunumlarını ve topraktaki besin maddelerinin çözümlenmesini ve toprağın havalanmasını temin etmek.
5 -Yağmur sularının toprak tarafından kolaylıkla emilmesini sağlamak ve kurak bölgelerde yağmur sularının akıp gitmesini önlemek.
6 -Kış aylarında toprağa inen haşerelerin bıraktığı koza ve kurt şekillerini yok etmek .
Kayısı bahçelerinde sonbaharda toprak tavında iken iklim bölgelerine göre Ekim -Kasım ayları içerisinde 15 -20 cm. derinliğinde köklere zarar vermemeye dikkat ederek sürüm yapılması faydalı olur. Böylece Sonbaharda toprağı işlenmiş olan kayısı bahçeleri kışın yağan yağmur ve kar sularını daha iyi bir şekilde tuttuğundan ağaçlarda da sıhhatli ve meyveleri daha bol ve kaliteli olur .
Çiçeklenme veya küçük meyve döneminde yapılan toprak işlemelerinde kök zararlanmasına bağlı olarak çiçek ve meyve dökümü artabilir. Bu nedenle bu devrede toprak işlemeden kaçınılmalıdır.
SULAMA
Sulama sayısı ve zamanı üzerine toprak ve iklim şartları, sulama sırasında verilen su miktarı, arazinin eğimi ve ağaçta ki ürün miktarı etkilidir. Derin killi ve ağır topraklara daha seyrek, az derin kumlu ve süzek topraklara daha sık su verilir. Sulama suyunun gövdeye değmemesi gerekir. Suyun gövdeye değmemesi için çevresine topraktan bir yalak yapılması tavsiye edilir.
Genel bir bilgi olarak şu şekilde bir sulama periyodu tavsiye edilir.
-İlk sulama- çağla devresinde.
-İkinci sulama- hasattan 15 gün önce.
-Üçüncü sulama- hasattan sonra.
-Dördüncü sulama- Ağustos ayında.
-Beşinci sulama -Eylül ayında. Ağaçtaki meyve miktarının artması, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi durumunda bu sulama sayılarının artırılması gerekebilir.
Hava sıcaklıklarının yüksek seyrettiği dönemde sulama erken bitirilirse kayısı ağaçlarında çiçek tomurcukları gelişmesini tamamlayamamakta, ertesi ilkbaharda açan çiçek sayısı azalmakta, çiçek ve meyve dökümü artmaktadır.
Taban suyu yüksek, ağır killi topraklarda kayısı ağaçlarına fazla su verildiğinde ağaçlar zamk çıkarır, yapraklar küçülür, sararır ve zamanla kurur. Su tutmayan kumlu topraklarda ise fazla su meyve iriliğinin artmasına, kuru madde miktarının azalmasına neden olur.
GÜBRELEME
Gübrelemenin amacı kayısı ağaçlarının büyümesi, çiçek açması ve meyve bağlaması için ihtiyaç duyulan besin maddelerinin toprağa veya ağaca verilmesidir. Ağaçlar topraktan aldıkları besin maddeleri çok çeşitli olup, her türlü toprakta yeteri kadar bulunmazlar, yada zamanla besin oranları azalır. İşte bu suretle eksilen besin maddeleri toprağa iade edilmeyecek olursa ağaçlar zayıf kalacaklarından meyve verim ve kalitesi düşük olacaktır.
Gübreleme yaparken uygun gübre çeşit ve miktarını belirlemek için en doğru yol toprak ve yaprak analizinin yapılmasıdır.
Yaprak ve toprak analizinin yapılması
Analiz yapılacak toprak numunesi gübrelemeden önce ve mutlaka taç izdüşümünden alınmalıdır. Homojen toprak yapısına sahip bahçelerde farklı 3-4 noktadan numune almak yeterlidir. Fakat bahçe toprağı homojen değilse (kıraç ve taban arazi gibi) her farklı toprak bölgesi için ayrı numune alınması ve bu numunelerinin ayrı ayrı analiz edilmesi gerekir.
Kayısı bahçesinin besin maddesi hakkında bilgi edinmek için 0-30cm ve 30-60cm derinlikten toprak örnekleri alınmalı, her derinliğe ait numune farklı torbalara konularak ağacın yaşı, bahçe büyüklüğü, alındığı toprak derinliği gibi bilgiler yazılarak analiz için laboratuara gönderilmelidir.
Yaprak numuneleri, yaprakta bitki besin madde değişiminin azaldığı, daha doğrusu minimuma indiği dönemde alınmalıdır. Bu dönem genellikle kayısıda hasat dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde yıllık sürgünlerin orta kısmında, tam büyüklüğe ulaşmış yapraklar yaprak sapları ile birlikte koparılıp alınır. Yaprak örnekleri tüm bahçeyi temsil edecek şekilde alınmalıdır. Yaprak örnekleri güney, kuzey, doğu ve batı yönlerinden eşit miktarda toplanır. Genellikle bir yaprak analizi için 80-100 adet yaprak yeterlidir.
Kayısı ağaçlarına verilecek gübre miktarı
1-Ağacın yaşına,
2-Ağacın vegatatif gelişme ve meyve miktarına,
3-Toprağın bitki besin madde içeriğine,
4-Kullanılan gübrenin besin madde kapsamına göre değişiklik gösterir.
Gübrelerin verilme zamanı Azotlu gübrelerin 2/3’ü ilkbaharda çiçeklenmeden 15-20 gün önce, geriye kalan 1/3 lük bölümü ise hasattan 1-1.5 ay önce (çekirdeğin sertleşip siyah renk aldığı dönem) verilmelidir.Fosforlu ve potaslı gübrelerin bitkiler tarafından alınabilmesi için toprağa verildikten sonra 2.5-3 aylık bir sürenin geçmesi gerekir. Fosforlu ve potaslı gübreler sonbaharda kayısı ağaçları yaprağını döktüğü dönemde verilmelisi uygundur. Çiftlik gübreleride sonbahar mevsiminde fosforlu ve potaslı gübreler ile birlikte verilebilir.
Bitkilerin besin maddelerinden azami derecede faydalanmaları için gübrelerin kök sistemi çevresinde uzun müddet elverişli halde kalması gerekir. Bu sebepledir ki gübreler kılcal köklerin bulunduğu kısma tatbik edilirler.
Fosforlu gübreleri toprağın 15 -20 cm. derinine gömmek lazımdır. Bu gübreler 3-4 cm. derinliğinde veya yüzeye verilecek olursa, yağmur ve sulama sularıyla kökün bulunduğu derinliğe inemeyeceğinden bitkiler bundan faydalanamazlar.
Nitrat şeklinde azotlu gübreler çabuk eridiğinden hafif yağışlarla elverişli derinliğe kolayca inerler. Bu nedenle bu cins gübreleri toprak üzerine serptikten sonra çapa ile hafif şekilde karıştırmak yeterli olmaktadır . Bu gübreler fosforlu gübrelerde olduğu gibi derine verilecek olursa bu defa kök bölgesinden daha derinlere gideceğinden bitkilerin yararlanmaları çok azalır.
SEYRELTME
Kayısılarda seyreltme sofralık çeşitlerde yapılır. Seyreltmede önemli olan seyreltme zamanı ile seyreltme sırasında meyveler arasında bırakılacak mesafelerdir. En iyi seyreltme zamanı çekirdeğin sertleşmeye başladığı zamandır. Seyreltme sırasında küçük meyveler koparılmalı, büyük olanlar bırakılmalı, hastalıklı, biçimsiz, çift meyveler koparılmalıdır. Uç dallarda, dal ucuna gelen meyveler daha fazla seyreltilir. Seyreltme mesafesi 4-8 cm arasında olması tavsiye edilir.
KAYISI AĞAÇLARINDA MEYVE HASATI
Kayısıda hasat zamanının tespiti
Kayısı meyvelerinin tümü ağaç üzerinde aynı zamanda olgunlaşmadığından hasat kademeli olarak yapılır. Ağaçta önce üst dallardaki meyveler, sonra orta dallardaki, en son ise alt dallardaki meyveler olgunlaşır. Hasat da bu olgunlaşma sırasına göre normal olarak üç defada yapılır.
Genel olarak hasat zamanı meyvenin daldan kolay kopması, kabuk yüzeyinin ¾’nün saman sarısı ve meyve etinin ½’sinin sarı renge dönmesi ile anlaşılır. Sofralık kayısılarda hasat zamanı belirlenirken kayısıların gönderileceği pazarın uzaklık durumu ve tüketim süresi göz önünde tutulmalıdır. Hasat sırasında sofralık kayısıların meyve eti parmakla basıldığında ezilmemeli fakat yeşil meyve rengi kayısıya özgü sarı renge dönmüş olmalıdır. Sofralık kayısılar erken hasat edilirse yeterince tatlanmaz, renk ve aroma istenilen düzeyde olmaz. Hasat geciktirilirse olgunlaşma ilerleyeceğinden hasat ve taşıma sırasında meyveler çabuk olarak bozulur ve pazarda bekleme süresi kısalır.
Genel olarak sofralık ve konservelik kayısılar sert olgun, kurutmalık kayısılar tam olgun, yakın pazara gönderilecek kayısılar ise bu iki olgunluk derecesi arasında hasat edilir.
DEPOLOMA Bugün ticari olarak taze kayısı depolanması yok denecek kadar azdır. Ancak bazı sofralık ve meyve suyu sanayiine uygun çeşitlerde zaman zaman depolama zorunlulukları ortaya çıkmaktadır. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapılan bir çalışmada bazı yabancı ve kuru maddesi yüksek çeşitlerde %90 nem ve 0-3oC sıcaklıkta 6 haftaya kadar çıkabilen bir muhafaza süresi saptanmıştır.
KAYNAKLAR
1. Asma, M.,B., 2000. Kayısı Yetiştiriciliği, Malatya
2. Demirel ,H., 1992. Kayısı Yetiştiriciliği , Erzincan (Yayınlanmamış)
3. Özkan, Y., 1998. Ilıman İklim Meyveleri Gazi Osman Paşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Notları S; 130-140, Tokat.
4. www.karasueml.k12.tr/kayisi.html
5. __________,1991 Yayçep Meyvecilik 1 S; 119
6. __________,1990 Kayısı Yetiştiriciliği, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara.